Flaş Haber
Kapat
Nokta25
Nokta25
17 Ocak 2021 Pazar 01:34
GELMESİ GEREKEN GELDİ Mİ?

Bir zaman ki, öyle bir zaman ki

Gelen belli değil, giden belli değil

Varılan menzil, yakılan kandil

Atılan mendil, konuşan şen dil

Diyen belli değil

Dinleyen belli değil

    Her gelen yıl gideni ardından uğurlatır. Kimileri geçmişi taşlarken kimileri “keşke o yıllar olsaydı.” diye iç geçirir. Akabinde gelen yeni yıla methiyeler dizilir ve güzel temenniler istenir. Her yıl bazıları için ya lütuf olur ya zulüm. Üzerine birçok yazı yazılır, birçok sözcük dökülür. Nihayetinde o da giden yıl olur. İşte yeni bir yıl daha geldi. İlk ayını yarıladık bile.

    Attık 2020’yi, aldık 2021’i..

    Hoş geldi sefa getirdi yeni yıl. Tamam geldi de ne değişti? Veya giden yılların ardından gelenler neyi değiştirdi? Anlıyorum, 2020 hepimiz için oldukça sancılı geçti. İllet bir hastalık ile cebelleştik ve hâlâ cebelleşiyoruz. Kimimiz yakınlarımızı, kimimiz ise yakınlarımıza bir şey olacak korkusu ile hâletiruhiyesinin sıhhatini kaybetti. Evet, kabul edelim 2020 bizlere maddi manevi birçok şey kaybettirdi. Ama bazı şeylerin de farkına varmamızı sağladı. En başta sağlığın önemini hatta hiç farkına varmadığımız yahut hep ertelediğimiz bir canımızın olduğunu aklımıza getirdi. Peki, bir şeylerin kıymetini anlamak için illa kaybetmek mi gerekirdi? Bundan önce de başka sebeplerden ötürü kaybettiklerimiz olmadı mı? Gelen yıl bize kaybettiklerimizi getirdi mi? Ya da hangimiz geçen zamandan ders çıkarabildik? Tarih boyu bir sürü hastalık geldi geçti, birçoğuna ya çare bulundu ya da sadece ağrılar hafifletildi. Yıllardır çaresi bulunamayan, hastalıktan daha elim ve vahim olan neydi? Bir yerlerde okurken, dinlerken veya izlerken binbir türlü lanet okuduğumuz “ah ah”ların, “vah vah”ların, “tüh tüh”lerin havada uçuştuğu, sonra bir şekilde zamanın üstüne toprak atarak unutturduğu virüsten daha tehlikeli olan ve yine yıllardır toplumu esir alan birtakım vahametler neler olabilir bakalım:

Kadın:

“Ölmek istemiyorum.” dedi.

    Öldü. Hatta öldürüldü. Vahşice.. Bir değil, iki değil, üç değil… Kaç kadın ölümünü seyrettik dizi seyreder gibi? Hangisine müdahale edebildik, hangisinin önlemini alabildik? Kadınlar "çiçek"ti değil mi? Peki öldürülen çiçekler neydi? Pamuk gibi gencecik bedenleri öldürülsün diye mi dünyaya getirdi, büyüttü, gözünden sakındı nice ana babalar? Ya da kırılsın, dökülsün, incitilsin diye mi topraklarını suladılar… Nasıl kıydık ana baba kuzularına ve kuzuların analarına? Efendimiz (s.a.v.)'in "Kadınlar size Allah'ın emanetidir." dediği söze nasıl uyamadık da dokunabildik bu mukaddesata?

Çocuk:

“Çocuk bedenime dokunma.” dedi.

    Kaç çocuğun istismarına şahit olduk ve kaç çocuğun da bu ve buna benzer sebeplerden ölümüne? Çocuk diyorum, çocuk! Gözlerinde umudun baharını yeşerten minicik bedenler, kirlenmiş zihinlerin, ellerin oyuncağı olmamalı... Kaçıncı zulüm, kaçıncı ölüm bilemedik... Bu zilletin adını bir türlü koyup içimizde sindiremedik… Pedofili denen kavramın içimizden birinde olabileceğini tahayyül dahi edemedik. Eskiden konu komşu; mahalle, köy efradı; aile taallukatı iç içe iken ve kimse kimseden şüphe duymaz iken, bir yere gittiğimizde çocuklarımızı birilerine emanet edebilirken şu an öyle bir durumdayız ki öz kardeşimize dahi “Aman çocuğuma dokunma!” diyecek kadar takıntılı hale geldik. Sahi, bizi böylesine ne uzaklaştırdı? Virüs mü?...

Adam:

“Çocuklarım aç, istediklerini alamıyorum, borcum çok.” dedi.

    Dayanamayarak yaşamına son verdi.

    "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." hadis-i şerifi vicdanımıza bir nebze değerken, günümüzde esas ihtiyaç sahiplerini görmezden geldik. İş yok güç yok açın halinden anlayan hiç yok. Komşu komşuya selam vermekten aciz. İbadet Allah'la kul arasındadır ona bir şey denilemez ama ibadeti sadece "günah çıkarma" aracı olarak kullanmak niye? İki adım ötendeki komşun yoksulsa, muhtaçsa bir de bunu dile getiremeyecek kadar gururluysa ve bundan da hicap duyuyorsa, senin de elindeki nimetlerden infak ederek Hac aslında kapındaysa defaatle "Umre" ye gitmek niye?" Niye bir ana: "-Çocuklarım yarın okulda ne yer? -Aman dışarı çıkmasın bir şey görür de canı çeker.. -Ya hasta olursa, ya ilaçlar???" diye düşünsün niye?

Hayvan:

“Ben Allah’ın dilsiz kuluyum.” dedi.

    Ya işkence edildi ya da öldürüldü… Bir kuru ekmek bile verince vefasını her haliyle gösterebilen canlıya hangi akıl, hangi zihniyet ne düşünce ile işkence eder ve bundan zevk alabilir ki? Hayvana merhameti olmayanın diğer canlılara da merhameti olmaz. Hayvana eziyet etmekten hoşnut olan bireyin ruhunda sağlık da aranmaz. Dışarıya her ne kadar iyi görünse de bu özellikte olan kişiye can da emanet edilmez canan da… Hz. Ömer (r.a.)’nın “Dağlara buğdaylar serpin, Müslüman ülkede kuşlar aç demesinler.” cümlesi hayvan sevgisini ne kadar da naif bir şekilde anlatıyor değil mi? O halde biz neden kulak tıkar olduk ve kayıtsız kalabildik bu güzelim canlılara?

Orman:

“Ben doğanın akciğeriyim.” dedi.

    Yok edilerek doğanın nefesi kesildi. Ne için? Kim bilir.. İçinde binbir türlü canlıyı barındıran güzelim ormanları kirlettik, çöp yuvasına getirdik. O da yetmezmiş gibi bir de yaktık, hem ormanı hem de ciğerimizi… Sadece ormanı mı mahvettik? Değil elbette. Denizleri, gölleri, doğayı, her yeri sömürdük durduk. Yok olan doğayı ve bu yüzden ölen canlıları ürpermeden seyrettik. Hunharca sömürdüğümüz doğanın sancısını böyle görmek çok acı...

    Ne oldu? Duyunca ya da okuyunca irkildik sanki. “Felaket tellalı mısın be mübarek, yeter ha!” diyenleriniz de oldu sanırım. Felaketin olduğu yerde yıkıma maruz kalınacağını bile bile susmak çok da vicdana sığar iş olmasa gerek. Böylesine sayabileceğimiz o kadar çok vahim durum varken ve her gelen yıl bir diğerinin aynısı yahut daha fecisi iken söylenecek çok da bir şey kalmıyor geriye. Kısacası 2021 de geçecek ve her gelen yıl da bir önceki gibi geçip gidecek. Hastalık da geçecek; ağrılar, sancılar hatta ve hatta sanrılar da… Ama halledemediğimiz ve her geçen gün kangren gibi derine taşıdığımız bir de karşısında üç maymunu oynadığımız durumlar geçecek mi?

    Umarız ki, bugün olmasa dahi elbet bir gün…

Son Güncelleme: 17.01.2021 01:46
Anahtar Kelimeler:
2020Yeni Yıl
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Sekoo 2021-01-18 22:32:37

Kalemine sağlık